» » Uzaydaki Kestirme Yollara Açılan Kapı: Solucan Deliği | Einstein-Rosen Köprüsü

İsterseniz yazımızı aşağıda bulunan videodan takip edebilirsiniz.

Gelecekte sevdiğimiz insanla beraber olup olmadığımızı, bulunduğumuz ülkenin ekonomik durumunu , istediğimiz işi evi arabayı alıp alamadığımızı ya da geçmişteki hatalarımızı düzeltmeyi arzularız değil mi? Evet bunu duyunca hepimizin aklında zaman makinesi canlandı. Peki bunun bir makine değil de köprü olduğunu düşünürsek..
"Köprü deyince aklınıza ne geliyor?, fatih Sultan Mehmet köprüsü, erasmus köprüsü, mostar köprüsü.. Yada çoğu uzay severin heyecanla izlediği yıldızlararası filminde gördüğümüz bir köprü evet Einstein ın  rosen köprüsünden bahsediyorum.
Bu köprü dünyamızdakiler gibi ortasında su olan iki karayı değil, bükülmüş uzayda iki farklı noktayı birbirine bağlıyor, kulağa ilginç geliyor değilmi, ve bir o kadar da karmaşık, oysaki bahsini ettiğimiz konu Yıldızlarası filminde basit bir kağıt parçasıyla anlatılmışdır. Bu durum karmaşık bir konuyu izleyiciye basitleştirmesi adına güzel bir durum elbette, fakat konunun ne yazikki gerçekte bu kadar basit olmadığını da söylemeliyiz, her şeyden önce bir teoriden bahsediyoruz, varlığını henüz kanıtlayamadığımız fakat bilimsel bazı kanunlardan sağlamasını yapabildiğimiz bir konu bu. Peki bu kadar teorik bir konu neden bu kadar popüler oldu?  öyleki elimize rastgele 3 bilim dergisi alsak, birinin içerisinden solucan delikleri çıkma ihtimali çok yüksek, bu yüksek bir oran, sinema sektöründe kullanılması da cabası.. Sorumuzun cevabı aslında solucan deliklerinin ilintili olduğu bir başka konu olan genel görelilik teorisinde gizli.. Evet yine  Einsteine geldik, bilimin içerisinde bu kadar ilgi gören bir konudan, bilimin yapıtaşı olan isimlerden Einstein'ın çıkması da gayet doğal olsa gerek. Genel görelilik konusuna bakarsak fizik hakkında bildiğimiz genel geçer birçok ifadeyi değiştirdi bu teori. Ayrıca bizlere bazı yeni gizemler armağan etti. Birisi ilk örneğini  yaklaşık olarak 50 yıl önce keşfettiğimiz kara deliklerken diğeri henüz varlığını kanıtlayamadığımız ve konumuzun temeli olan solucan delikleri.. 
Gelelim bu teori nedir ve nasıl çıkmıştır
Solucan delikleri genel görelilik tarafından tahmin edilir. Avusturyalı fizikçi Ludwing Flam einstein ın genel görelilik teorisini incelerken bir kara deliğin tersine çevrilmesi olan  beyaz deliği keşfetti. Hem kara hem de beyaz deliklerin girişleri bir uzay-zaman kanalıyla bağlanabileceğini öne sürdü. Bunun üzerine  einstein ve fizikçi Nathan Rosen , uzay-zamanda "köprülerin" varlığını öne sürerek, fikri detaylandırmak için genel görelilik teorisini kullandılar. bakınız sıradan bir köprüden bahsetmiyorum . beyaz ve kara deliklerin girişlerini uzay zaman aracılığıyla bağlayan rosen köprüsünden bahsediyorum.Bu köprüler uzay-zamanda iki farklı noktayı birbirine bağlayarak evrende uzun yolculuklar için kısa yollar yaratabileceğini varsayar. Solucan delikleri, ikisini birbirine bağlayan bir boğaz ile iki ağız içerir. Ağızlar büyük olasılıkla küresel olacaktır. Boğazı düz bir uzantı olabilir. Ancak dikkatli olun: solucan delikleri, ani çöküş, yüksek radyasyon ve egzotik madde ile tehlikeli temas tehlikelerini beraberinde getirir.
Peki ya evrende tespit edilmiş solucan delikleri var mıdır ?
Einstein'ın genel görelilik kuramı, matematiksel olarak solucan deliklerinin varlığını öngörür, ancak bugüne kadar hiçbiri keşfedilmemiştir. Negatif kütleli bir solucan deliği, yerçekiminin, geçen ışığı etkileme biçiminden tespit edilebilir.
Genel göreliliğin belirli çözümleri, her birinin ağzının, bir karadelik  olduğu solucan deliklerinin varlığına izin verir. Fakat bazı sorunlarımız var
İlk sorunumuz boyuttur. solucan deliklerinin mikroskobik seviyelerde, yaklaşık 10 ÜZERİ -33 santimetrede var olduğu tahmin edilmektedir . Bununla birlikte, evren genişledikçe, bazılarının daha büyük boyutlara esnetilmiş olması mümkündür.
Bir diğer sorun da istikrardan kaynaklanıyor. Tahmin edilen Einstein-Rosen solucan delikleri, hızla çöktüğü için seyahat için işe yaramaz. Köprüyü geçmek, köprüyü bulmaktan daha zor olacağa benziyor.   
Stephen Hsu"Bir solucan deliğini stabilize etmek için çok egzotik türde bir maddeye ihtiyacınız olacak ve evrende böyle bir maddenin var olup olmadığı açık değil" dedi. Ancak daha yeni araştırmalar, "egzotik" madde içeren bir solucan deliğinin daha uzun süre açık ve değişmeden kalabileceğini buldu.
Karanlık madde veya anti madde ile karıştırılmaması gereken egzotik madde, negatif enerji yoğunluğu ve büyük bir negatif basınç içerir. Böyle bir madde, yalnızca kuantum alan teorisinin bir parçası olarak belirli boşluk durumlarının davranışında görülmüştür. Bir solucan deliği, ister doğal olarak oluşan ister yapay olarak eklenmiş olsun, yeterli egzotik madde içeriyorsa, teorik olarak uzayda bilgi veya yolcu gönderme yöntemi olarak kullanılabilir . Ne yazık ki, uzay tünellerinde insan yolculukları zor olabilir. Solucan delikleri sadece evrendeki iki ayrı bölgeyi birbirine bağlamakla kalmaz, aynı zamanda iki farklı evreni de birbirine bağlayabilir. Benzer şekilde, bazı bilim adamları, bir solucan deliğinin bir ağzı belirli bir şekilde hareket ettirilirse, zaman yolculuğuna  izin verebileceğini varsaydılar . Astrofizikçi Eric Davis  “Geçilebilir solucan delikleri kullanarak geleceğe veya geçmişe gidebilirsiniz”dedi . Ancak bu kolay olmayacak: "Bir solucan deliğini zaman makinesine dönüştürmek için Herkül'ün çabası gerekir. Bir solucan deliğini çıkarmak yeterince zor olacak."
 İngiliz kozmolog stephen hawking , böyle bir kullanımın mümkün olmadığını savundu.
NASA'dan Eric Christian, "Solucan deliği gerçekten zamanda geriye gitmenin bir yolu değil, kestirme bir yoldur, böylece uzaktaki bir şey çok daha yakındır" şeklinde açıklama yaptı.
Evet onların henüz varlıklarını kanıtlayamadık fakat nasıl bulacağımız üzerine bazı fikirlerimiz yok değil. Rus gökbilimciler, solucan deliklerinin çok parlak bazı gökadaların merkezinde var olabileceklerini öne sürüyorlar ve onları bulmak için bazı gözlemler önerdiler. Galaksilerin merkezinde solucan deliği arama fikri çok da garip değil aslında. 2020 Nobel fizik ödülü Samanyolu Galaksisi'nin merkezindeki aşırı ağırlıktaki kütle çekim merkezinin yıldızların yörüngelerini etkileyen bir kara delik olduğunun keşfine götüren çalışmaları üzerine "Ghez, Penrose, Genzel" isimli 3 bilim insanına verilmişti, Ancak yakın tarihli bir makale, bu yerçekiminin karadelik yerine bir solucan deliğinden kaynaklanabileceğini öne sürdü, fakat bu teoriyi kanıtlamak için daha fazla çalışmamız gerekiyor. Unutmamalıyız ki bilim konusu herşeyden önce bir bayrak yarışıdır, bayrağı alanlar koşmaya devam eder, ta ki hedefe ulaşana kadar, örneğin 18.yy da ortaya çıkan karadelik kavramı o zamanlar fantastik bir kavramken yaklaşık 2 yüzyıl sonra Einstein'ın çalışmaları sonucu ortaya çıkan genel görelilik teorisiyle başka bir silüete büründü ve varlığı üzerine daha inançlı şekilde yaklaşılmasına sebep oldu. Yani sloganımız ne o zaman, "yeni Einsteinlara ihtiyacımız var! " Olabilir mi, aslında hayır sadece biraz zaman ve çalışma desek daha doğru olur ve elbette bayrak yarışında bayrağı alan kişi de görevini layıkıyla yerine getirmeli ki Einstein rosen köprüsü ve daha bir çok konuyu günyüzüne çıkarıp bilim  severler olarak yeni sulara yeni bilim okyanuslarına doğru yol alalım...
İleriki videolarda görüşmek üzere



«
Previous
Sonraki Kayıt
»
Next
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok

Leave a Reply

Perform

Cat-5

Cat-6